İdari Para Cezasının İptali Kulaçoğlu Hukuk Bürosu

İdari Para Cezasının İptali Kulaçoğlu Hukuk Bürosu

İdari Para Cezasının İptali Kulaçoğlu Hukuk Bürosu

Kanun hükmünün incelenmesinden 10 bend halinde düzenlendiği, 5. Bendinde, fiil türleri ve cezaların sıralandığı, ilk bendin iki aşamalı olup ilk fıkrada belirtilen fiilin ağır halinin ayrıca düzenlendiği, böylece ilk 6 bendin fiiller ve cezalarla ilgili olduğu, 7.bendde cezayı zabıtanın vereceğinin, 8. Bende etkin pişmanlık hükmünün, 9.bendde bu cezaların sadece belediye sınırları içinde uygulanacağının, 10.bendde özel kanunlardaki hükümlerin saklı olduğunun düzenlendiği görülmektedir. Maddesinde düzenlenen bu fiil, kabahat nevinden düzenlenmiş olsa da yaptırımlarının türü ve şekli itibariyle idari cezadan ziyade adli ceza görünümünü muhafaza etmektedir. Bu tür cezalar yine idare tarafından verilmekte olup, muhatabın bir eşyası-malı üzerinde netice doğurmaktadır. Netice itibari ile elbette eşyanın sahibi cezalandırılmış olmaktadır, ancak cezanın uygulaması eşya üzerinde yapılmaktadır. Hatta bu ceza bazen eşyadan sahibinin faydalanmasının önlenmesi şeklinde olup burada ceza asıl etkisini yine sahibi üzerinde gösterir (Örneğin aracın 6 ay trafikten men edilmesi).

  • Bu kapsamda, özellikle hukukî uyuşmazlık çeşitleri ile niteliklerinin belirlenmesi ve çözümlenmesinde başvurulması gereken yöntemler ile mesleğe yönelik olarak hukuk eğitimi boyunca öğrenilen teorik bilgilerin metodolojik olarak uygulanması ve öğretilmesi hedeflenmektedir.
  • Oda hapsi disiplin cezasında böyle bir durum söz konusu değildir.

Bu ders, idare hukuku alanındaki maddi bilgilerin yargılama alanında yani uygulamadaki görünümünü inceleyen bir derstir. Ders kapsamında idari yargının ülkemizdeki tarihsel gelişimi Danıştay’ın tarihçesi, şu an ki yapısı ve idari yargı alanında ki diğer alt derece mahkemelerin görev ve yetkileri anlatılacak ve alana ilişkin Anayasal ilkeler bağlamında idari yargının diğer yargı kolları içindeki yeri ele alınacaktır. Dersin amacı İdari Yargılama Usulü’nün temel ilkelerini ve alanın kapsamını belirlemek ve öğrencilere öğretmektir. Niçin böyle bir yargılama alanına ihtiyaç duyulduğu dünyada ve ülkemizde ki tarihsel gelişiminden hareketle bu derste ele alınacaktır. Türk Hukuk Tarihi 2 dersi ile İslam Osmanlı hukukunda gerçek kişiler, kölelik, vakıflar, nişanlanma, evlenme, boşanma, şer’i miras hukuku ve adi intikal, Osmanlı arazi çeşitleri, tımar sistemi ve özellikleri, Tanzimat sonrası Osmanlı Hukuku ve bugünkü hukuk sistemine geçiş süreci öğretilmektedir. Bu şekilde, söz konusu kural ve müesseselere neden ihtiyaç duyulduğu, nasıl değişikliklere uğradığı ve hangi nedenlerle ortadan kalktığı kavratılmaktadır. Öğrencilere özellikle güçlü ve zengin bir hukuk kültürü, hukuk nosyonu ve hukuk düşüncesi kazandırmayı gaye edinen ders ile  aynı zamanda değişen şartlar ve ihtiyaçlar sonucunda pozitif hukuk bir süre sonra yetersiz hale geldiğinde, yetersiz kalan hukuku güncelleştirmek için gerekli olan derin bir hukuk mantalitesinin öğretilmesi hedeflenmektedir. Yine bahsi geçen ders ile Türk hukuk devriminin neden gerekli ve önemli olduğunun öğretilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca özellikle vakıflar ve miras hukuku konusunda 1926 yılında Medeni Kanunun kabulünden önceki döneme ait ve günümüzde devam eden davalarda Osmanlı hukuku ilkeleri uygulandığı için bu konuda öğrencilerin bilgilendirilmesi amaçlandırılmaktadır. 1982 Türk Anayasasına göre Türkiye Cumhuriyeti Devletinin dayandığı temel ilkeleri, 1982 Anayasasının benimsediği temel hak ve hürriyetler sistemini ve devletin temel organlarının (yasama, yürütme ve yargı) kuruluş ve işleyişini, Anayasa Yargısını ve Anayasanın değiştirilmesi usulünü öğretmektir.

Bu yazıda; uyuşturucu madde ticareti suçuna ilişkin yürütülen soruşturmalarda, kolluk tarafından, 2559 sayılı Polis ve Salahiyet Kanunu (PVSK) ek m.6/3 tarafından tanınan yetki ileri sürülerek, ilk yakalanan kişinin telefonuna gelen mesajların okunması veya kişinin telefonuna gelen çağrının yanıtlanmasının sonuçları incelenecektir. PVSK m.25 gereğince; polisin görevlerini jandarma da yapar ve yetkilerini kullanır. Olağan kanun yolları olarak düzenlenen istinafa ve temyize başvurmanın en temel farklarından birisi, gerekçe gösterme zorunluluğuna ilişkindir. Bilindiği üzere istinaf kanun yolu başvurularında; Cumhuriyet savcısı dışında sanık veya katılan tarafın kararı istinaf etmesi yeterli olup, ayrıca sebep gösterme zorunluluğu bulunmamaktadır . Kararı istinaf kanun yoluna götürmek isteyen taraf, verilen kısa kararla birlikte ve duruşmaya katılmamışsa kararın tebliğinden sonra Kanunda belirtilen sürede istinaf kanun yolu başvurusunu yapmak zorundadır. Sanık veya katılan tarafın ilk derece mahkemesinin kararını istinaf ettiğine dair iradesini gösteren bir başvuru, istinaf kanun yoluna konu kararın ve dosyanın bölge adliye mahkemesi ceza dairesi tarafından tüm yönleriyle incelenmesi için yeterlidir. Sanık veya katılan ile avukatlarının istinaf başvurusunda sebep gösterme zorunlulukları bulunmamaktadır. Kabahatler Kanunu özelliğiyle çok önemli bir boşluk doldurup bu faydanın kanun yolu tercihiyle yok edilmemesi gerekir. Bunun için 3/1.maddenin tamamen kaldırılması yeterlidir.Böylece genel ilkelere göre, idari cezalar idari işlem sayıldığından kanunda açıkça adli yargı görevlendirilmemiş ise idare mahkemeleri görevli olacaktır. Maddenin “kanunda açıkça adli yargının görevli kılındığı hallerde genel hükümlere göre hareket edilir” şeklinde düzenlemesi gerekir. Maddenin de ya tamamen kaldırılması ve itirazın genel hükümlerine tabi olması ya da 3/1.

Verilen süre içinde Üst Kurul kararının gereğini yerine getirmeyen gerçek veya tüzel kişi hakkında, kararın gereğini yerine getirmediği her ay için Üst Kurulca dörtyüzbin Türk Lirası idarî para cezası uygulanır. Vakıf kurucuları bu Kanunun uygulanması açısından medya hizmet sağlayıcı kuruluş ortağı kabul edilir. Bu bendin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Üst Kurul tarafından belirlenir. 7258 sayılı Futbol ve diğer spor müsabakalarında Bettilt ve şans oyunları düzenlenmesi hakkında kanunun 5.maddesine göre Spor müsabakalarına dayalı sabit ihtimalli veya müşterek bahis ya da şans oyunlarıyla bağlantılı olarak para nakline aracılık eden kişiler, üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılır. Oy çokluğuyla verilen bu kararın karşı oyunda ise; “ … Davacı hakkında tesis edilen emeklilik işlemi, dava konusu işlemin icrai niteliğini etkileyen bir işlem değildir. Bu nedenle emeklilik işleminin disiplin cezasının konu unsurunu ortadan kaldırıcı bir etkisi bulunmamaktadır. Dava dilekçelerinde verilen disiplin cezalarının AİHS’ne aykırılığı ileri sürülmüş olmasına rağmen AYİM’nin kararlarında bu hususun hiç tartışılmadığı kararları da bulunmaktadır[803]. Maddesini ve AİHS hükümlerini hiç tartışmadan, disiplin cezalarının yargı denetimine kapalı olduğu gerekçesiyle davaları reddetmiştir. Ancak AYİM’nin, özlük dosyalarına konulan ve üst makamlara bildirilen uyarı yazılarını, “uyarı cezası” olarak kabul ettiği kararları da bulunmaktadır. Zira davacıya bir ” yazı” ile ” uyarı” yapılmış ve bu yazının özlük dosyasına konulması ve hatta Kara Kuvvetleri Personel Başkanlığına gönderilmesi yoluna gidilmiştir. Dolayısıyla böyle bir ” yazı” nın disiplin cezası olan ” uyarı cezası” ndan ne mahiyet, ne de sonuçları itibariyle farklı bir hukuki yapıda olduğu söylenemez… Amir tarafından İç Hizmet Kanununun 24 ve Askeri Ceza Kanununun 119 ncu maddeleri kapsamında amirin astını sözlü ya da yazılı şekilde uyarması pek doğaldır.

Kabahatler Kanununun 38.maddesinde, işgal fiili ve ona verilecek cezayı verecek merci belirlemiştir. Ì Ayrıca dilencilikten elde edilen gelire el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verilir[16]. Aslında Kabahatler Kanunu belediyelerin cezalandırma yetkisinde bir değişiklik yapmış değildir. Önceden varolan ceza türlerine yeni fiil ve cezalar eklenmiştir. Kabahatler Kanunu ile getirilen değişiklik ve yenilik, belediyenin cezalandırma yetkisinden ziyade tüm idari yaptırımlar yönünden genel bir usul yasası niteliği taşımasıdır. Bununla belediyelerin cezalandırma yetkilerini kullanırken artık uymaları gereken standart bir usul meydana gelmiştir. Ì İdare tarafından idari bir kararla özgürlüğü bağlayıcı karar verilemez. Anayasanın 38/10 maddesinde bu hüküm emredici olarak belirlenmiştir. Kamu hizmetlerini gerçekleştirmek ve kamu düzenini sağlamakla görevli olan idare, bu görev ve yükümlülüklerini yerine getirebilmesi için üstün yetkilerle donatılmıştır. Bu üstün yetkilerden en önemlisi ise, düzeni ihlal edici davranışlara müeyyideler uygulanabilmesidir[6].

Yetkili ve görevli mahkeme; başvuru sahibinin ikamet ettiği yerdeki sulh ceza mahkemesi, başvuru sahibinin yurt dışında ikamet etmesi hâlinde Ankara Sulh Ceza Mahkemesidir. (1) Gerçek ve tüzel kişiler, kendileri hakkında şeref ve haysiyetlerini ihlâl edici veya gerçeğe aykırı yayın yapılması hâlinde, yayın tarihinden itibaren altmış gün içinde, üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine aykırı olmamak ve suç unsuru içermemek kaydıyla, düzeltme ve cevap yazısını ilgili medya hizmet sağlayıcıya gönderir. Medya hizmet sağlayıcılar, hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç yedi gün içinde, cevap ve düzeltmeye konu yayının yapıldığı saatte ve programda, izleyiciler tarafından kolaylıkla takip edilebilecek ve açıkça anlaşılabilecek biçimde düzeltme ve cevabı yayınlar. Düzeltme ve cevap hakkı doğuran programın yayından kaldırıldığı veya yayınına ara verildiği durumlarda, düzeltme ve cevap hakkı, yedi günlük süre içinde anılan programın yayın saatinde kullandırılır. 6 Mart 2014 tarihinde yürürlüğe giren 6526 sayılı Kanunun 1. Maddesi ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’na eklenen Geçici m.14, hem özel yetkili ağır ceza mahkemelerini ve hem de Terörle Mücadele Kanunu m.10 uyarınca görevlendirilen ağır ceza mahkemelerini kaldırmıştır.

Share this post

ใส่ความเห็น

อีเมลของคุณจะไม่แสดงให้คนอื่นเห็น ช่องข้อมูลจำเป็นถูกทำเครื่องหมาย *